İran-Amerika İlişkilerinin Etkileşimi ve Suriye Dosyasına Etkileri
Politika Analiz Birimi Tarafından Hazırlanmış Analitik Bir Rapor
Giriş:
“İran’ın ABD ve İsrail ile İlişkileri Üzerine Aydınlatmalar” serisi dört sayıda bu ilişkilerin geçtiği en önemli aşamaları ele aldı. Bu aşamaların başlangıcını İran devrimi öncesindeki dönem ve İran’ın Batı bloğuna meyletmesi oluşturuyor. Daha sonra İran devriminin zaferi, Humeyni rejiminin yükselişi, buna eşlik eden devrimi şiddetle ihraç etme girişimleri ve gerek İran’ın (reformistler ve muhafazakârlar ikiliği) gerekse ABD’nin (Cumhuriyetçiler ve Demokratlar ikiliği) iç politikalardaki dalgalanmalar ışığında ilişkinin tanık olduğu itme ve çekme faktörlerinin olumlu veya olumsuz etkisi geliyor. Son olarak da İran’da reform yanlısı İbrahim Reisi’nin 2021 başkanlık seçimlerindeki zaferinin ardından muhafazakarların iktidara dönüşüyle ilişkinin geleceğinin öngörülmesi geliyor. Çalışma, İran-İsrail-ABD ilişkilerine dair olayların ve dönemeçlerin incelenmesine ve analizine dayalı olarak tamamlandı. Sonuçlardan çıktı almak amacıyla doğrulama, karşılaştırma ve analitik işleme gerektiren bilgiler olması itibariyle bazı kaynaklardan bu olaylar hakkında yazılan araştırma ekibinin elindeki çalışmalar, analizler ve belgeler referans alınarak hazırlandı. Bundan sonra da Suriye arenasında net bir etkisi olduğu için iki taraf arasındaki ilişkilerde yaşanan değişikliklerin Suriye dosyasına yansımasının incelenmesine geçilmesi elzemdi. Zira ABD ve İran, Suriye dosyasının en önemli aktörleri ve etkileyicileri arasında yer alıyor. Birçok analist, İran’la yapılan nükleer anlaşmanın, rejimin kimyasal silahlarının teslim edilmesi anlaşmasından sonra Suriye dosyasına yansımaları açısından ABD Obama yönetiminin yürüttüğü en kötü anlaşma olduğunu düşünüyor. Öte yandan Trump yönetimi döneminde Amerika’nın anlaşmadan çekilmesinin, iki ülke arasındaki gerilime net bir etkisi olmuş; bu durum Körfez bölgesinde ve Irak’ta ABD-İran çatışmalarına yol açmış ve Kasım Süleymani suikastına kadar varmıştı. Bu gerilim ayrıca, ABD’nin “maksimum baskı” politikalarının Lübnan ve Esad rejimini etkilemesine ve buna eşlik eden, Trump dönemindeki Sezar Yasası’nın uygulanmasına kadar gitti.
Bu belgede, İran-Amerika-İsrail ilişkisinin en önemli belirleyicilerini daha önceki dört yayının (ABD-İsrail-İran ilişkileri üzerine Aydınlatmalar Serisi) panoramik bir özetiyle göstermeye çalışacağız. Belge, bu ilişkinin etkileşimlerini en iyi şekilde ele almaya ve Suriye’deki İran projesi karşısında, Suriye halkının ve onların davasının yararına inşa edilebilecek bu ilişkilerle kesişim noktalarını ve ortak çıkarları anlamaya yardımcı olması açısından, söz konusu ilişkinin dinamiklerinin kapsamlı bir çerçevesini oluşturmayı ve uzlaşmaya ya da anlaşmazlığa neden olan faktörleri anlamayı hedefliyor. Bu da Suriye Diyalog Merkezi’nin, özellikle Suriye meselesinin daha karmaşık bir hal almasından sonra ve Suriye’deki çok sayıda aktör ve etkileyenin olması sebebiyle, Suriye davasını etkileyen çeşitli yerel, bölgesel ve uluslararası aktörlerin davranışlarına ilişkin gerçekçi farkındalığı ve bilgiyi artırma çabalarının bir parçasını teşkil ediyor.
Raporun tamamını okumak için (Arapça)
مؤسسة بحثية سورية تسعى إلى الإسهام في بناء الرؤى والمعارف بما يساعد السوريين على إنضاج حلول عملية لمواجهة التحديات الوطنية المشتركة وتحقيق التنمية المستدامة