Gelişim RaporlarıOrtak Kimlik ve Uzlaşı BirimiYayınlar

Esad Sonrası Dönemde Suriyeli Aydınların Öncelikleri: Etkinliğe Giden Yolda Güvenin Yeniden Tesisi

Özet:

8 Aralık 2024’te Esad rejiminin çöküşüyle birlikte, Suriye’de kamusal alan benzeri görülmemiş ölçüde açılmış ve aydınlar için topluma yeniden temas etme, günlük yaşam gerçekliklerini önceleyen bir söylem geliştirme ve uzun süredir kaybolan güven köprülerini yeniden inşa etme yönünde nadir bir fırsat ortaya çıkmıştır. Geçiş dönemlerinde aydınlar tarihsel olarak merkezi bir rol oynamışlardır; özellikle sivil kurumların zayıf olduğu ve devlet yapısına duyulan güvenin azaldığı ülkelerde bu rol daha da belirginleşmektedir. Bu durum, söz konusu dönemde Suriye bağlamında da açıkça geçerlidir.

Bağımsız aydınların eski rejim tarafından yıllarca marjinalleştirilmesinin ve toplumsal etkiyi gölgeleyen mezhepçi söylemin yükselmesinin ardından, kamuoyunun önemli bir kesimi birçok aydını “gerçeklikten kopuk” ya da kamu yararından ziyade kişisel çıkar peşinde koşan figürler olarak algılamaya başlamıştır. Rapora göre bu güvenin yeniden tesisi, toplumsal çevreyle gerçek anlamda iletişim kurmayı, güvenilirliği halkın fikir ve vizyonlarına kulak vermekten türetmeyi ve insanların gündelik sıkıntılarını ve sorunlarını entelektüel söyleme yansıtmayı gerektirmektedir.

Bu çerçevede rapor, aydınların yönelmesi gereken dört temel önceliği vurgulamaktadır: halkla gerçek iletişim kanallarının kurulması; iddialı vizyonların toplumsal gerçeklikle ilişkilendirilmesi; temel geçiş güvencelerinin korunması—bunlar arasında toplumsal baskının reddi ve kamusal alanın açık tutulması da yer almaktadır; ayrıca aydınlar ile sivil aktörlerin ağlarını temsil edecek kapsayıcı forumların ve uzlaşıya dayalı sivil platformların inşası.

Buna karşılık rapor, dört temel risk konusunda uyarıda bulunmaktadır: “hayal kırıklıkları devrimi”nin doğması, “geçiş reformunun” yokluğu, geçiş öncelikleri konusunda bölünme ve dış aktörlerin iç ayrışmayı istismar etmesi.

Sonuç bölümünde rapor, geçiş döneminin yönetiminin siyasi otorite ile aydınlar arasında ortak bir sorumluluk olduğunun altını çizmektedir. Aydınların ağ kurma ve kurumsal örgütlenme kapasitelerinin, onları potansiyel yeni otoriterliğe karşı güçlü bir denge unsuru hâline getirdiği vurgulanmaktadır. Ancak aydınların bu rolü zamanında ve inandırıcı biçimde üstlenememesi, kamuoyundaki “fırsatçı ve gerçeklikten kopuk aydın” algısını pekiştirecek, böylece otoriterliğin geri dönüşünün yolunu açacaktır. Fakat bu kez, sorun otoritenin doğasından değil, bizzat aydının kendi yetersizliklerinden kaynaklanacaktır.

Raporun tamamını okumak için tıkla (Arapça)

مدير وحدة التوافق والهوية المشتركة في مركز الحوار السوري، يحمل شهادة الدكتوراه في القانون العام من جامعة حلب، وحائز على اعتمادية المعهد العالي للحقوق في الشرق الأوسط، وعمل سابقاً مدرساً في كلية الحقوق في جامعة حلب الحرة. يركز في أبحاثه الحالية على دراسة ديناميكيات العلاقة بين المجتمع السوري والنصوص القانونية والدستورية منها على وجه التحديد.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu