Araştırma ve ÇalışmalarPolitika Analizi BirimiYayınlar
Heyet Tahrir el-Şam’ın, Türkiye’nin Esad Rejimine Yönelik Diplomatik Yaklaşımına Siyasi ve Medyatik Tepkilerinin Bir Okuması
Suriye Diyalog Merkezi Politika Analiz Birimi Tarafından Hazırlanmış Bir Rapor
Özet:
- Türkiye Savunma Bakanı ile Esad rejiminin Savunma Bakanı arasındaki Moskova görüşmesi, Suriye Devrim ve Muhalefet Güçleri nezdinde geniş bir tepki dalgası oluşturdu. Bu buluşma, Heyet Tahrir el-Şam’ı (HTŞ) da bu yaklaşımı çeşitli şekillerde ve farklı düzeylerde ele almaya teşvik etti.
- HTŞ Siyasi İşler Dairesi, Türkiye’nin Esad rejimine dönük yaklaşımına ilişkin iki açıklama yaptı. Bunlar aracılığıyla, devrimci çizgiye yaklaşmaya ve yerel aktör olarak görünmeye çalışan HTŞ mevcut konumunu ifade eden “dengeli” bir siyasi söylem üretmeye çalıştı. Buna paralel olarak Culani, Siyasi İşler Dairesi’ni daha sonra HTŞ’ye bağlı bir Dışişleri Bakanlığına dönüştürülebilecek yeni bir siyasi platform olarak sunmaya çalışıyor.
- Culani, Moskova toplantısı haberlerini iki aşamada değerlendirdi. İlk aşamada “cihatçı geçmişe” atıfta bulunarak ve insanların hislerine dokunan ve geri kalan grup ve güçler üzerinde müzayede çatısını daha da yükselten “coşkulu/popülist” bir konuşmayla göründü ve konuşmasında savaşa devam etme seçeneğini benimseyip “fetihlerin yeniden olacağını ve Şam’ın alınacağını” vadetti.
- İkinci seviyede Culani, kendisini toplumuna kenetlenmiş, gerçekleri ileri gelenlere aktaran ve halkın temsilcilerinin endişelerini dinlemeye önem veren yerel bir lider olarak sunduğu daha resmi ve diplomatik bir şekilde ortaya çıktı. Culani bu buluşmada, Türk hükümetinin özürlerini bulmaya çalışarak ve durumun daha da ağırlaştırılmaması çağrısında bulunarak içeriye ve dışarıya birçok mesaj gönderdi. Ayrıca birçok yerde Suriye Devrim ve Muhalefet Güçlerine bağlı diğer grup ve unsurları da birden fazla yerde eleştirip onları, devrimin zayıflamasından ve dağılmasından sorumlu tuttu.
- Öte yandan ikinci görüşmede HTŞ’nin kendisini “cihatçı arka plandan” uzak, yerel bir devrimci aktör olarak gösterme yolculuğunda vardığı noktayı ortaya koyan birçok işaret görüldü. Öyle ki “şeriatla yönetme, Allah yolunda cihat ve tekfir” terimleri bu söylemde yoktu. Hatta Anayasa Komitesi, Ulusal Koalisyon ve Kürdistan İşçi Partisi’ne yönelik eleştiriler bağlamında bile bu terimler yer almadı. Bu meseleler, cihatçı söylemin normalde şeri hükümlerini belirlemeden geçmediği meselelerdir.
- İlgili bir bağlamda, Ebu Maria el-Kahtani’nin yorumları daha popülist olup olayla ilgili yorumlarda diplomatik ve resmi normlardan daha çok uzaktı. Belki de bunun nedeni, “HTŞ”nin en önde gelen şeri ve liderlik sembolü olmasına rağmen, işlevsel “el-Kahtani” unvanının bulunmamasıdır.