İnsani Yardım ve Barınmanın Yanında, Deprem Sonrası Hazırlığı Yapılması Gereken On Kaçınılmaz Zorlu Alan -2010 Haiti Depreminden Çıkarılacak Dersler
Suriye Diyalog Merkezi Sosyal Birimi Tarafından Hazırlanan Bir Rapor
Doğal afetler insani yardım ve kalkınma işlerinde çalışan hükümetler ve kuruluşlar için büyük bir zorluk teşkil eder. Çünkü ardında, çok büyük yıkımlara yol açarak, emek ve kaynakları kısa sürede tüketen çok büyük ihtiyaçlar bırakır. Eldeki kaynaklar çoğu zaman mevcut ihtiyacın boyutuyla orantılı olmaz ve bu durum yapılan müdahalenin hızını, kalitesini ve genişliğini etkiler.
6 Şubat 2023’te boyutu henüz kestirilmemiş büyük yıkımlara ve sayıları her geçen saat artan büyük insan kayıplarına neden olan; Türkiye’nin güneyi ve Suriye’nin kuzeyinde geniş alanları etkileyen şiddetli bir deprem yaşandı. Türk hükümeti, depremin hemen ardından geçmiş deneyimlerine ve çeşitli kurumlarına dayanarak insani krize müdahale etmek ve etkilenenlere yardım sağlamak amacıyla bir acil eylem planı başlattı. Suriye’deki insani müdahalenin şekli farklılık gösterse de; ister Esad rejiminin kontrolündeki bölgelerde, ister Suriye muhalefetinin kontrolündeki bölgelerde olsun, felaketi yönetmeye yönelik net bir plan görünmüyor.
Türkiye’nin güneyi, Kuzey Suriye veya Esad rejiminin bölgeleri olmak üzere deprem afetini yaşayan üç bölgede de depremden etkilenen, kırılgan ve hassas gruplar olarak kabul edilen çok sayıda Suriyeli var. Bilhassa, ilk olarak Suriye muhalefetinin kontrol ettiği bölgelerde daha sonra da Türkiye’de; ikincil olarak da Esad rejimi tarafından kontrol edilen bölgelerde etkilenen fazlaca Suriyeli depremzede oldu. Kuzey Suriye’de çalışan insani kurumlar ve yardım kuruluşları hem enkaz altında mahsur kalanları kurtarmak hem de hayatta kalanlara destek olmak üzere ve acil müdahale aşaması tamamlanana kadar hayata tutunmalarına yardımcı olacak barınak ve yiyecek bulmak amacıyla, mevcut tüm yerel kaynaklarla acil bir insani müdahale tertip etmek için süratle çalışmaya başladı.
Bu kuruluşlar ayrıca en çok etkilenen bölgeler arasında yer almasına rağmen özellikle uluslararası camiadan veya BM’den ilgi görmeyen muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde, devasa ihtiyaçları karşılamaya yetecek mali kaynakları sağlamak amacıyla, depremden etkilenen çeşitli bölgelerde hızlı bir şekilde bağış ve destek kampanyaları başlattı. İlgi görmek bir yana, yıllar önce Türkiye’nin güneyinde insani işlerin koordinasyonu için bir ofis kuran Birleşmiş Milletler’in tepkisi yavaş ve anlam verilemez oldu ve birçok siyasi ve bürokratik faktörün etkisinde kaldı.
Avrupa Birliği, pazartesi günü yaşanan yıkıcı depremin ardından Suriye ve Türkiye’ye uluslararası yardım toplamak amacıyla mart ayı başlarında Brüksel’de bir bağış konferansına ev sahipliği yapmayı planlarken, haberler ve açıklamalar, bu konferansta Türk hükümetinin ve Esad rejiminin temsilcilerinin açık bir şekilde bulunacağına işaret ediyor. Suriyeli muhalif kurumların ya da kendi bölgelerinde faaliyet gösteren insani yardım kuruluşlarının herhangi bir varlığının ya da etkisinin olup olmayacağı henüz belli değil.
Herkesin acil insani müdahale ihtiyaçları ile meşgul olması ve tüm kadroların bu bağlamda özverili çalışmaları göz önüne alındığında, insani işleri takip edenler nezdinde net bir doğaçlama, kaos ve afet yönetimini düzenleyen bir stratejinin olmaması hali ortaya çıkıyor. Daha önceki deneyimlerin yokluğu ve sahada birleşik otorite ve yönetimin yokluğu göz önüne alındığında bu durum anlaşılabilir. Bu nedenle, benzer deneyimleri inceleyerek, takip ederek ve bunlardan dersler çıkararak ilgili kişi ve kurumların, krizin ve felaketin boyutunu öngörmelerine ve buna erken hazırlanmalarına yardımcı olmak gerekiyor.
Yukarıda anlattıklarımızdan hareketle bu rapor, depremin insani etkileri ile karşılanması gereken ihtiyaçlar ve zorluklar hakkında zamansal panoramik bir tablo sunmayı amaçlıyor. Bu da mevcut felakete benzer bir durum olan 2010 Haiti Depremi ile karşılaştırmalı yaklaşım kullanılarak yapılmıştır. Böylece, insani yardım çalışmalarında bulunanların ve ilgili kuruluşların projelerini ve politikalarını stratejik olarak formüle etmelerine ve olabilecek krizleri kontrol altına almaya ve etkilerini azaltmaya yardımcı olacak erken müdahaleleri tasarlamalarına yardımcı olunur.
Bu raporun önemi, dikkate alınması gereken önemli hususları vurgulamak amacıyla, Suriyelilerin yakın gelecekte Suriye’de ve Türkiye’de yaşayacakları gerçeği öngörme ve karşılaşacakları zorluklara hazırlanma çabası sunmasından ileri geliyor. Ayrıca raporun önemi, depremden etkilenenler için daha fazla fayda elde etmek amacıyla mevcut kaynaklardan en iyi şekilde yararlanmayı hedefleyen orta vadeli stratejik müdahale biçimleri tasarlamanın gerekliliğini vurgulamasında yatıyor.
Raporun tamamını okumak için (Arapça)
مؤسسة بحثية سورية تسعى إلى الإسهام في بناء الرؤى والمعارف بما يساعد السوريين على إنضاج حلول عملية لمواجهة التحديات الوطنية المشتركة وتحقيق التنمية المستدامة