Mülteci Sorununun Çözümü ve Mültecilerin Dönüşlerinin Sürdürülebilirliği: Rohingya Mültecilerinin Aktarılması Deneyiminden Çıkarılacak Dersler
Suriyeli mülteciler sorunu, onları kabul eden bazı ülkelerin, kendilerini çeşitli bahanelerle Suriye’ye veya başka bölgelere geri göndermeye çalışmasıyla yeniden gündeme geldi. Bazı ülkeler Suriye meselesiyle alakalı siyasi sürecin tıkanmasının ardından kendileri için özel çareler aramaya başladı. İngiltere, sığınmacıları Ruanda’ya gönderme niyetini açıklayıp 14 Haziran 2022 tarihinden itibaren sığınmacıların taleplerinin, kendileri Ruanda’da iken değerlendirileceğini söyledi.
Diğer taraftan Türkiye hükümeti de “gönüllü dönüş” projesi kapsamında sınırlarında ikamet eden bir milyona yakın Suriyeli mülteciyi, dönüşlerin gönüllü ve uluslararası kanunlara uygun olmasını garanti eden belirli kriterlere göre olacağını ayrıca onların istikrarını sağlamaya yardımcı olacağını ve insanların güvenliğini ve insani haklarını temin ederek, Suriye’nin kuzeyindeki bölgelerde kuracağı konutlara geri gönderme niyetini açıkça duyurdu.
Mültecilerin ülkelerine dönüşü meselesi, koşulların farklılığına ve ülkelere göre değişiklik arz eden karmaşık ve sorunlu meselelerdendir. Nitekim dönüş hususu, uluslararası standartlara ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından belirlenen himaye için 22 kritere-basamağa uygun olarak gerçekleşir. Ancak standartlar ve aşamalar bazen ülkeler ve taraflarca ihlal edilebiliyor. Bu durum mültecilerin sorunlarını çözmek yerine sorunlara daha da karmaşık bir hal aldırıp sığınmacıların yaşadıkları zorlukları artırıyor.
Önceki örnekleri ve deneyimleri incelemek ve bunlara eşlik eden koşullara ışık tutmak, mülteci gruplarının sığındıkları ülkelerdeki ikamet koşullarını ve ülkelerine gerçekleştirecekleri dönüşlerinin koşullarını iyileştirmeye yardımcı olacak dersler çıkarmanın ve ibret almanın en iyi yoludur. Bu bakımdan Bangladeş kamplarındaki Rohingya mültecilerinin deneyimi, yapılan yanlışların farkına varılması ve benzerlerinin yaşanmaması adına araştırılması, analiz edilmesi gereklidir denilebilir.
Rohingya’nın durumu ile Suriye’nin durumu birçok noktada benzerlik gösteriyor. Bu noktalar şunlar: Bazı ülkelerde ekonomik, siyasi ve toplumsal düzeyde problemler çıkaracak biçimde komşu ülkelere ve Avrupa ülkelerine yapılan ilticaların büyüklüğü. Yapılan insani yardımların azalması, mültecilerin insani koşullarının giderek kötüleşmesi ve mültecileri kabul eden ülkelerin karşılaştıkları zorlukların artmasıyla beraber siyasi tıkanıklık hali ve uluslararası camianın uzun süren kayıtsızlığı. Öyle ki bu ülkeler dönüş için uygun koşulları sağlamadan ve baskı yaparak, güvenli olmayan veya daha kötü koşullara sahip bölgelere geri göndererek eldeki imkanlara göre münferit çözümler dahi bulmaya çalıştı.
Siyasi bağlamları açısından Rohingya sorunu ile Suriye sorunu arasında farklılıklar bulunmasına rağmen ayrıca Bangladeş hükümetinin sunduğu “yeniden dağıtma” çözümüyle Suriyeli mültecilere ev sahipliği yapan ülkelerin sağlamaya çalıştığı “gönüllü geri dönüş” ve “yeniden yerleştirme” gibi çözümleri farklılaşsa bile bu farklılaşmalar tecrübelerin incelenmemesi ve analiz edilmemesi anlamına gelmediği gibi güçlü noktalarından yararlanılmayacağı veyahut hatalardan ya da daha karmaşık yeni sorunlara yol açabilecek zayıf noktalardan kaçınılmayacağı manasına gelmemektedir.
Yazının tamamını okumak için (Arapça)
مديرة الوحدة المجتعية في مركز الحوار السوري، بكالوريوس في الهندسة من جامعة دمشق، دبلوم في التخطيط العمراني وإعادة الإعمار المستدام، عملت في مجال الإعلام المكتوب والمسموع لعدة سنوات، نشرت العديد من الأوراق والتقارير البحثية في مواضيع سياسية واجتماعية، وخاصة ما يتعلق بأوضاع اللاجئين وقضايا المرأة