Araştırma ve ÇalışmalarPolitika Analizi BirimiYayınlar

Rusya’nın Ukrayna’ya Savaş Açmasının Nedenleri ve Suriye Sahnesindeki Muhtemel Etkileri

Suriye Diyalog Merkezi Politika Analiz Birimi Tarafından Hazırlanmış Analitik Bir Rapor

ÖZET:

  • Rusya’nın Ukrayna’ya karşı sürdürdüğü savaş; Putin’in, Rusya’nın uluslararası düzeyde büyük bir güç olarak rolünü yeniden kazanma ve kendisinin kritik alanı içindeki nüfuz ve çıkarlarını koruma çabası çerçevesinde attığı çeşitli adımlardan biri olarak addedilir. Bu ise Rusya’nın gerek Batılı ülkeler gerekse NATO ile arasındaki eski ve derin bir anlaşmazlığın sonucudur.
  • Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş ve Suriye’ye yaptığı askeri müdahale arasında ortak ve benzer noktalar bulunmaktadır. Ukrayna Savaşının, Rusya’nın uluslararası düzeydeki nüfuz ve konumu üzerine bıraktığı etki ile kendi nüfuzunun, başka güçlerle çatıştığı diğer bölgelerdeki nüfuz ve konumu açısından sonuçları birbirinden bağımsız değildir. Bu yüzden de Ukrayna’daki olayların seyri ve akıbeti ne olursa olsun, Suriye’deki manzara bu savaşın yansımalarından etkilenmeye oldukça yatkındır.
  • NATO’nun ve Avrupa Birliği’nin doğuya doğru genişlemesi ve yönetim yapısının Batı demokrasisi modeline evrilmesiyle birlikte Ukrayna’nın Batı bloğuna dahil olma ihtimali, savaşa yol açan en önemli faktörlerden oldu. Rusya’nın kendi güvenlik ve jeostratejik taleplerinin tanınmaması ve Batılı tarafların, Sovyetler Birliği’nin çöküşü sırasında Washington’un NATO’yu Avrupa’da doğuya doğru genişletmeme taahhüdüne uymaması olarak değerlendirdiği de bu durumdur. NATO, Sovyetler Birliği’nin dağılmasını takip eden dönemde Rusya’nın düştüğü zor durumdan yararlanarak doğuya doğru genişlemiş ve Rusya’yı kuşatmıştır.
  • Rusya, Batılı ülkelerin Ukrayna’ya askeri müdahalede bulunma konusundaki etkin irade eksikliğine ve Avrupa Birliği’nin Rus gaz ve petrol ihracatına olan bağımlılığına güvendi. Rusya, uluslararası nüfuza sahip ülkeleri her ne kadar müttefik olarak kendi safına tam manada çekemese de Batı hegemonyasını kırmaya ve çok kutuplu bir dünyaya kapı aralamaya çalışan tek ülke değildi. Örnek vermek gerekirse, Çin.
  • Savaşın patlak vermesinden sonra ABD ve Batılı müttefikleri, Rusya’nın askeri çözüme gitmesi durumunda Rusya’ya azami yaptırımlar uygulama taahhütlerini yerine getirmiş, bu yaptırımlar Rusya’yı küresel finans sistemi Swift’in dışında tutma, Rusya’nın döviz rezervlerini dondurma, Rusya’dan petrol ithalatını azaltma veya bazı ülkelerde tamamen kesme noktasına kadar varmış ve nitekim Ukrayna’nın şiddetli direnişi Batı ülkelerini; Ukrayna’nın, Rus kuvvetlerinin içinde boğulduğu bir bataklığa dönüşmesi umuduyla Ukrayna’ya daha fazla nitelikli silah sevkiyatı yapmaya teşvik etmiştir.
  • Savaşın ilk günlerinden itibaren uluslararası medyanın yanı sıra iki dosyada yer alan aktörler tarafından gerek iki dosya arasında karşılaştırmalar yapılarak gerekse Suriyelileri savaşa katmakla ilgili suçlamalarda bulunularak Suriye’nin adı anıldı.
  • Görünen o ki, Suriye sahnesindeki bulunan bütün uluslararası aktörler mevcut alansal ve siyasi dengenin değişmesini istememektedirler. Ancak bazı yerel kesimler tarafından, fırsatı değerlendirme ve sınırlı kazanımlar elde etme yönünde eğilimler mevcut.
  • Rusya-Türkiye ilişkilerinin ve bu ilişkilerin Suriye’nin kuzeyindeki bölgelerde iki tarafın arasındaki temas noktalarına yansıması konusuna gelince; Türkiye’nin Ukrayna’yı daha geniş biçimde desteklemesi halinde, Rusya kendisi veya kontrolü altındaki güçler aracılığıyla Türkiye’nin kontrolündeki bölgeleri bombalayarak Ankara’ya baskı ve uyarı mesajları gönderebilir. Ancak savaşın başlangıcından bu yana Ankara, Ukrayna’nın kendini savunma hakkını prensipte desteklemesine rağmen Rusya’ya karşı başlatılan yaptırım dalgasında yer almayarak iki gruba karşı da tarafsız olarak ortada bir pozisyon benimsemiştir. Rusya’nın Ukrayna ile meşgul olması durumundan yararlanarak Moskova ile yeni anlaşmalar yapıp “SDG”’nin bulunduğu bölgelere belirli operasyonlar yürütmeye de çalışabilir.
  • Kuzeydoğu Suriye’de, Rusya-Amerikan ilişkileri ve bunun iki taraf arasındaki saha rekabetine yansımasından etkilenen “SDG” kontrolündeki bölgelerde ise; Ukrayna’da savaşın başlaması, Rusya ve Uluslararası Koalisyon’un bu bölgeye yeni kuvvetler ve takviyeler getirmesi ile eş zamanlı oldu. Görünen o ki amaçları; varlıklarını kanıtlamak, kontrol alanlarına bağlılık göstermek ve mevcut “dengeyi” sürdürmektir.
  • Rusya-İsrail koordinasyonu ve İsrail’in Suriye’deki İranlı milislere karşı gerçekleştirdiği hava saldırılarına yansıması hususuysa; krizin başlangıcında, Rus ve İsrail arasında gerilim işaretleri görüldü. Moskova, İsrail’in kırmızı çizgilerini aşarak askeri ve siyasi olarak Ukrayna’nın yanında yer alması halinde, İsrail ile mevcut anlaşmalarından çekileceğini açıkça belirtti. Öyle ki İsrail, hesaplarını gözden geçirerek tarafsız kalmaya mecbur oldu. Uluslararası düzeydeki karmaşık vaziyet ve İran’la gerçekleşmek üzere olan nükleer anlaşma göz önüne alındığında tarafsız kalmanın İsrail açısından oldukça zor olduğu müşahede edilecektir.
  • Esad rejiminin Rus savaşına mutlak destek verme ve paralı askerler aracılığıyla savaşa katılmaya hazırlıklı olma pozisyonu; Washington’u, Esad rejimiyle ilişkileri normalleştirme çabalarını dizginlemek için kullanılabilir. Ayrıca Washington Rusya’nın “yerel temsilcisi” Esad rejimini daha fazla muhasara altına alarak Moskova üzerinde daha çok baskı kurma fırsatını da değerlendirebilir. Aynı şekilde hem ona karşı yaptırımları arttırmaya yönelmek hem de kendisinin uluslararası arenada kovuşturmaya tabi tutulacağı ve kendisinden bunun hesabının sorulacağı konusunda tehdit etmek için bir fırsat olabilir. Washington bu yönüyle savaşın öncesinde, Esad rejimini yeniden gündem etme çabalarına karşı bir tür kayıtsızlık ve umursamazlığı yansıtan siyasetinin aksine hareket etmiş olacaktır. Ancak Rusya’nın artan rolü ve bunun “İsrail” güvenlik ihtiyaçlarına uygunluğu bir de İran’la nükleer anlaşmaya geri dönülmesinin sonuçlarından korkulması neticesinde; bölgesel roller elde etmeye ve uluslararası aktörler arasında arabuluculuk yapmaya talip olan bazı küçük ülkeler, Esad rejimi ile normalleşme yolunu sürdürme eğiliminde. Bu durum Esad’ın BAE’ye yaptığı ziyarette ve Şarm el Şeyh Zirvesi’nde Esad’ın Arap Birliği’ne dönüşüne ilişkin yapılan tartışmada açıkça görülmüştür.
  • Suriye Devrimci ve Muhalefet Güçleri açısından; Rusya-Ukrayna savaşı, Rusya’nın son yıllarda Suriyelilere karşı işlediği suçları hatırlatmak ve Esad rejiminin Rusya’ya yönelik mutlak desteğini koz olarak kullanmak adına bu olaydan uluslararası düzeyde yararlanmak için bir fırsat sunuyor. Ayrıca, devam eden bu uluslararası krizin neleri ortaya çıkaracağını beklerken, Rusya’nın Ukrayna ile meşguliyeti -hele ki uzun süre devam ederse- safları yeniden düzenlemek için nefes almak ve toparlanmak için bir fırsat sunması bakımından kuzeybatı Suriye’de mevcut görece sakinliğin istikrarına katkıda bulunacaktır.

Raporun tamamını okuyun (Arapça)

مؤسسة بحثية سورية تسعى إلى الإسهام في بناء الرؤى والمعارف بما يساعد السوريين على إنضاج حلول عملية لمواجهة التحديات الوطنية المشتركة وتحقيق التنمية المستدامة

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu