Araştırma ve ÇalışmalarSosyal BirimYayınlar

Depremin ve Türkiye Seçimlerinin Türkiye’deki Suriyelilerin Kararına Yansımaları

Özet:

Türkiye’de yaşayan Suriyeliler on yıldan fazla bir süredir bu ülkede, onlara yönelik çok iyi bir karşılamayla başlayan daha sonra da kendilerine karşı olan söylemin ve ırkçı davranışların tırmanmasına ve nefret söyleminin artmasına kadar varan bir dizi süreç yaşadılar.

Türkiye siyasi veya ekonomik bir krize her ne vakit girse Suriyelilerin “olumsuz” varlığı adeta Türkiye gündeminin bir gereği haline gelmiş gibi. Öyle ki Suriyelilerin varlığı, başta muhalefet olmak üzere birçok siyasi parti ve hareket tarafından kullanılmaya hazır bir kart işlevi görüyor. Böylece son bulmayacak şekilde her seçimde ve ekonomik projede ya da başka konulardaki iç çatışmalarda Suriye kartından faydalanılıyor.

Şubat 2023 depremi, Türkiye’nin güney illerinde yaşayan Suriyelilerin büyük çoğunluğunun şu anki durumu ve geleceği açısından önemli ve kritik bir olay oldu. Belki de bunun etkisi sadece bu kesimle yani güney illerinde yaşayan Suriyelilerle sınırlı kalmayıp, onların dışındaki Suriyelileri de kapsayamakta.

Bu değişiklikler ışığında; cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçim süreci tartışmalarında Suriye kartının da yer almasıyla birlikte Suriyelilerin gelecekteki seçenekleri birbirinden farklılık arz ediyor. Bu rapor, Türkiye’nin güney illerinde ve Suriye’de yaşanan deprem felaketi sonrasında Suriyelilerin görüş ve tercihlerine, korku ve kaygılarına ışık tutmak amacıyla hazırlandı. Deprem, Mayıs 2023’te gerçekleşmesi beklenen; Türk siyasi partileri tarafından dile getirilen ve Suriyelilerin kaderini etkileyebilecek vaatleri de medya kampanyaları ve propaganda programlarında barındıran Türkiye cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri öncesinde vuku buldu.

Betimleyici yaklaşımı benimseyen rapor, üç bölgedeki 400 erkek ve kadın katılımcının analizini hedef aldı: depremden ciddi şekilde etkilenen eyaletler, daha az etkilenen deprem bölgeleri ve depremin yaşanmadığı bölgeler. Raporun bağımsız değişkenlerinin oransal temsili de gözden kaçırılmadı.

Rapor, en önemlilerini aşağıda maddelendirdiğimiz bir dizi neticeyle sonuçlandı:

  • “Deprem Bölgeleri” raporunun örnekleminin %17,76’sı ailesinden veya akrabalarından bir bireyi veya daha fazlasını kaybetti.
  • Maddi kayıplar ciddi boyutta (evlerin yıkılması, ev eşyalarının hasar görmesi, sahip olunan para ve birikimlerin kaybolması, tüccarlara ait çeşitli eşya ve mallarının kaybolması ve kimlik belgelerinin kaybolması).
  • Rapor örneklemindeki Suriyelilerin yarısı deprem ve sonuçları nedeniyle işinden oldu.
  • Suriyeli aileler; ailelerinden, akrabalarından veya gerek Suriye ve Türkiye’den gelecek olan gerekse uluslararası kurum ve kuruluşlardan gelecek yardımlara güveniyordu.
  • Suriyelilerin; kendilerine yönelik bir nefret söylemi, ırkçılık ve dışlanmanın olduğu yönündeki hislerinde artış yaşandı.
  • Rapor örneklemi, deprem bölgelerindeki Suriyelilerin “büyük oranda” evlerinden çıkarıldığını ve ev kiralarında Suriyelilere yönelik çok yüksek artışların yapıldığını kaydetti.
  • Örneklem açısından bakıldığında: Suriyelilerin sınır dışı edilmesine yönelik taleplerde bir artış var ve buna bazı Suriyelilerin dayak, saldırı ya da saldırı girişimi gibi fiziksel şiddet çeşitlerine maruz kalmaları da eşlik ediyor. Türkiye toplumsal sahnesinde şu an en ön planda olan şeyler de ırkçı davranışlar ve Suriyelilerin varlığı hakkındaki söylenmeler/homurdanmalar olarak kaldı.
  • Örneklem, depremin en fazla hissedildiği bölgeler olan Hatay ve Maraş’ta diğer deprem illerine göre daha yüksek bir oranda “maddi ve manevi” anlamdaki sert davranışların arttığını söylüyor.
  • Deprem bölgeleri raporunun örneklemindeki Suriyeliler, depremin ardından Avrupa’ya göç etmek, başka bir ülkeye göç etmek, Türkiye’nin başka bir iline taşınmak ya da Suriye’ye dönmek gibi birçok senaryoyu masaya yatırdı. Ancak bunlardan son ihtimalin yüzdesi en düşük seviyedeydi.
  • Rapor örneklemindeki Suriyelileri Türkiye’den ayrılmaya iten nedenlerin başında “istikrarın yokluğu hissi” geliyordu.
  • Rapor örneklemindeki bireyler, Türkiye seçimlerine yönelik hislerinden bahsederek çeşitli korkularını dile getirdiler. Korkuları, akıbetlerinin ne olacağına dair endişeler ve seçimlerin iyi gitmemesi halinde kendilerine yönelik saldırı korkusu gibi sebeplere dayanıyordu.
  • Suriyelileri en çok endişelendiren şey, özellikle yaklaşan seçimleri Türk muhalefetinin kazanması durumunda kendilerine yönelik huzur bozucu ve saldırgan tutumların artacağı korkusu.
  • Rapor örneklemi, yaklaşan Türkiye seçimlerini muhalefetin kazanması durumunda Suriyelilerin Türkiye’deki yaşamlarını kısıtlayan kararlar ve yasalar, Esad rejimiyle normalleşme, zorla Suriye’ye yollanma ve Suriyelilere yönelik şiddet eylemleri türünden olumsuz faaliyetlerin olmasından endişe duyuyor.
  • Örneklemin %30,5’i Avrupa’ya, %30,8’i Türkiye dışında başka ülkelere göç etmeyi, %4,8’i ise Suriye’ye dönmeyi düşündü.

Raporun tamamını okumak için (Arapça)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu